Aynadaki Kelebek

Hayatımda ilk kez bir berber koltuğunda oturmaktan zevk alıyor, tıraş bitmesin istiyorum. Saçlarımı parmaklarının arasına alıp kısaltan eller, hoyratlığı bastırılmış erkek elleri değil, bir kadının sıcak ve yumuşak elleri. Burnuma gelen de erkek bir berberin önlüğüne sinmiş tütün kokusu değil, yağmur sonrasında güneş vurmuş bir çam ormanın taze kokusu. İçeri girdiğimde o, dükkanda yalnızdı. “Günaydın!” … Okumaya devam edin Aynadaki Kelebek

Ayvalık Öyküleri/Kafe-Krem

Ayvalık’a yazlıkçı ya da turist olarak gelenlerin büyük çoğunluğu, denizden yararlanmak için yaz aylarını tercih ederler,  Oysa ben Ayvalık’ın en çok ilk ve sonbaharını severim. Bu iki mevsimde Ayvalık daha sakin, daha huzurlu daha sevimli olur. İnsanlar, kültür sanat yaşamına, sosyal ilişkilerine daha çok zaman ayırır. Benim aradığım da budur. Bu sene Ayvalık’ın kışını da  … Okumaya devam edin Ayvalık Öyküleri/Kafe-Krem

Aşka Yer Yoktu (*)

AŞKA YER YOKTU Gökyüzü ne kadar da yakındı. Gecenin koyu laciverdinde deniz ve gök birbirine karışmıştı. Genç adam, uzatsa elini, yıldızlara değebilirdi. Kıyıya, Samanyolu'nun bir uzantısı gibi vuran ak köpüklü dalgalar, onu bilmediği girdaplara doğru çeki-yordu. Ucuz kırmızı şaraba meze olan türküler, sarhoşluğunu kamçılıyor, yabansı duygularla yüreği çalkalanıyordu. Geçmiş, şimdi ve gelecek karışmıştı birbirine. Ayrımında … Okumaya devam edin Aşka Yer Yoktu (*)

Sır (*)

Her şey Serkan'ın askere gitmesiyle başlamıştı. Giderken, “Selma ve Aylin sana emanet!” diyerek, karısını ve kızını en yakın arkadaşı Fuat'a emanet etmişti. Çocukluk arkadaşıydılar, birlikte büyümüşler, aynı okullara gitmişlerdi. Serkan, üniversiteyi bitirince lise yıllarından beri arkadaşlık ettiği Selma ile evlenmişti. Fuat ise bekar olarak biraz daha hayatın tadını çıkarmak istiyordu. Fuat, Serkan'a verdiği sözü tutmaya … Okumaya devam edin Sır (*)

Almanya’da bir 8 Mart günü…

Almanya’da pazar günleri aileyle birlikte olmaya, kentin sokaklarında ya da doğada birlikte gezmeye, yürüyüş yapmaya, bisiklete binmeye ayrılır. Pastane, cafe, bistro, birahane ve lokantalar dışında, dükkânlar, AVM’ler kapalıdır. Hele günlük güneşlik havalarda parklara, sokaklara hayat gelir, insanlarla dolar. Dünya Kadınlar Günü’ne denk gelen, geçtiğimiz pazar da işte öyle bir gündü. Yakınımızdaki Dinslaken adlı küçük kentin … Okumaya devam edin Almanya’da bir 8 Mart günü…

umut gömücüler *

Aylin, salonun geniş penceresinin önünde durmuş masmavi akan Boğaz'ı seyrediyordu. Bulunduğu mekan, İstanbul'daki ünlü bir yayınevinin merkezinin üst katındaki toplantı salonuydu. Biraz sonra basın toplantısı başlayacak ve yeni yayınlanan kitabı, yazılı ve görsel medyanın sanat, edebiyat redaktörlerine, eleştirmenlere tanıtılacaktı. Karmaşık duygular içindeydi, ama bu duygular arasında kesinlikle sevinç yoktu. Bu anı yaşamak için ödemek zorunda … Okumaya devam edin umut gömücüler *

belki ararsın

Ne kadar yorgun görünüyorum! Bu altı morarmış, mavisi donuklaşmış gözler benim mi? Dudaklarım sonbahar yaprakları gibi. Vücudumun o eski diriliği ve canlılığından eser yok. Ah, Yaşlanıyorum. Ve ben hâlâ yapayalnızım. Sığınabileceğim, beni seven, sevgilim diyebileceğim bir erkek yok. Bernhard'dan ayrılalı sahibi ölmüş bir köpek yavrusundan farkım kalmadı. Oysa ne çok sevmiştim onu. Üniversite de tanışıp … Okumaya devam edin belki ararsın

aşka değer

“...Asıl sorun sevgisiz yaşayabilmekte mi? Sevgisiz kalıp direnmeyi, sevgisiz kalıp gene de boyun eğmemeyi, dilenmemeyi öğrenmekte mi?“ (Leyla Erbil) Nasıl bir yazgıydı bu, yazanı yazdıranı hiç belli olmayan? Hangi kader çizgisiydi onunla yollarını kesiştiren? Ununu elemiş, eleğini asmış”, tüm sevdaları sürgünlere göndermişken... Hangi rastlantıydı sakin denizlerinde fırtınalar estiren, dün-yasını, kafasını allak bullak eden? Ah, yüreği … Okumaya devam edin aşka değer

Duisburg’da Güzel Bir Gün*

Duisburg’daki büyük bir demir çelik fabrikasında çalışan Mehmet Küçük, ikinci el mobilya satan bir mağazadan iki yüz Mark'a aldığı görkemli yatağa uzandığında bitkindi. Akşam üstü köylüsü Süleymangil gelmiş, gecenin geç saatlerine kadar oturmuşlardı. Çoğu kez olduğu gibi, Almanya’da giderek artan sorunlar, yaşadıkları düşmanlık eğilimleri, yurda dönüş üzerine söyleşmişlerdi. Türkiye işi cam bardaklardan içilen demli çaylar … Okumaya devam edin Duisburg’da Güzel Bir Gün*

masallara inanmak

Orta yaş çizgisine yaklaşmış olmasına rağmen hâlâ erkeklerin başını döndürecek kadar güzeldi. Kadın olmanın onurundan ödün vermeden yaşamaya kararlı bir kadının yaşadığı, zorlukların belki de tümünü yaşamıştı. Birçok erkek tanımıştı: aydın, yarı aydın, düzeyli, düzeysiz, maskeli maskesiz Hepisinin kadına bakışı aynıydı: Kadın erkek için yaratılmıştı. Onun cinsel açlığını doyurmak, olgunlaşmamış kişiliğine ve aşamadığı komplekslere derman … Okumaya devam edin masallara inanmak