Ayvalıklı bir ressam: Arif Buz

fotoğraf: Mevlüt Asar

Ayvalık-Altınova doğumlu Arif Buz, daha çocuk sayılacak yaşta erkek berberi çırağı olarak meslek hayatına atılır. Daha sonra 16 yaşına geldiğinde, “kuaförlük” yani kadın berberliği öğrenmek için İstanbul’a gider ve Beyoğlu’nda tanınmış bir kuaförde işe başlar. Resim ve çizgi yeteneğinin verdiği dürtü ile Arif, işten fırsat buldukça, boş kaldığı zamanlarda eline geçen gazete ya da paket kağıtlarına kara kalemle resimler, karikatürler yapmayı sürdürür. Çizdiklerini görüp beğenen Mina Samancıoğlu ona bir resim seti armağan eder. Arif Buz’un resim tutkusu bu armağan ile yeni bir aşamaya evrilir, kara kalemden yağlı boyaya geçer.

Arif Buz, bir resim eğitimi almamış, kitaplar okuyarak ve kataloglar inceleyerek kendi kendini yetiştirmiş, “otodidakt” yani “alaylı” bir ressam. Ben onun adını, ilk kez Ayvalık’ta çıkan edebiyat – sanat dergilerinde gördüm. Daha sonra kendisi ile şahsen tanışınca, asıl mesleğinin “kuaförlük” olduğunu öğrenince şaşırmadım desem yalan olur. Onun güleç, esprili, yapmacıktan uzak doğal halleri, kendisine olan ilgimi, sevgimi daha da pekiştirdi. Arif Buz’un yaşamını, dünyaya bakışını, sanat anlayışını, yaptığı resimleri tanıdıkça onu daha çok sevdim ve Ayvalık’a her gelişimde onun arar oldum.

Resim sanatından anlayanlar, Arif Buz’un, Fransız Camille Pisarro ile Maurice Utrillo’dan ve bir zamanlar yolları Ayvalık’tan geçen Orhan Peker ile Fikret Mualla gibi “izlenimci”(empresyonist) ya da “anlatımcı” (ekspresyonist ) ressamlardan etkilendiğini söylemişlerdir. (*)  Ben resim sanatından anlayan uzman biri değilim, Arif’in sanatını, bir sanat eleştirmeni gibi değerlendirmem. Ben değerlendirmemi bir edebiyatçı, bir “kültür-sanat işçisi” gözüyle yapabilirim. İşte bu gözle baktığımda, Arif Buz’un resimlerinde çok tat ve keyf aldığım, kimi zaman hüzünlenerek kimi zaman gülümseyerek izlediğim, “okuduğum” pek çok şey görürüm. Onun resimlerinde Ayvalık’ı Ayvalık yapan her şeyi, Arif’in gönül gözü ve yorumu ile yeniden bulmak mümkündür: erkekler, kadınlar, çocuklar, atlar, develer, kediler, köpekler, tavuklar, evler, sokaklar, meydanlar…

Ancak onun insanları, tuzu kuru Ayvalık’ın ve dünyanın tadını çıkaran insanlar değil, emeğiyle geçinen, yoksul, ezik, hayata tutunmaya çalışan yine de yaşam sevincini yitirmeyen “küçük insanlar”dır. Bu bağlamda Arif Buz, benim gözümde Ayvalıklı bir Orhan Kemal ve Orhan Veli’dir. Kimi resimlerinde Orhan Kemal’in öykülerinin kimi resimlerinde ise Orhan Veli’nin şiirlerinin tadı vardır. Aradaki tek fark, Arif Buz’un öykülerini ve şiirlerini, sözle, imgeyle kağıda değil, kendine özgü kurgular, renkler ve “kırık çizgiler” ile tuvale dökmesidir.

Bu bağlamda Arif Buz, seçimini güçlüden, güzel olandan yana değil, güçsüzden, ezilenden yana yapmış olan “toplumcu” bir sanatçıdır. Ancak bunu slogancı bir tavırla yapmaz. Onun müthiş bir gözlem yetisi ile çizdiği figürlerin, hayvanların, eşyaların mutlaka “real” bir karşılığı vardır. Ancak bu gerçeklik, izleyenlerde acıma ya da isyan duygusu uyandıran “katı” ve “ideolojik” bir gerçeklik değildir. Arif Buz’u,n resimlerinde kendine özgü teknik ve üslupla yarattığı bir “muğlaklık” ya da soyutluk, resimlerine bakan kişilerin hem hayal gücünü kullanmasına hem de bir tür “empati” geliştirmesine olanak sağlar.

Arif Buz, ressam kimliğinin oluşmaya başladığı yıllarda, akademik eğitim almadığı için hayıflanmış hatta biraz eziklik duymuş, ancak zamanla kendi kimliğini bulmuş, kendi özgün tekniğini, sitilini bulmuş bir ressam. Bence ressamlığı, çoktan asıl mesleği olan kuaförlüğün çok önüne geçmiş, vizite kağıdına “Ressam” yazmayı hak etmiş bir sanatçı. Akademik tahsil bir insanı sanatçı ya da yazar yapmaya yetmiyor. Bunun için “bilgi”nin yanında doğal yetenek, merak ve en çok da “tutku” gerekiyor. Arif Buz’u ressam kılan da kendinde tüm bu özellikleri toplamış olmasıdır.

Kısa bir süre önce Ayvalık Belediyesi Orhan Peker Galerisi’nde açılışı yapılan, “9/8’lik” adlı ve aslında tam bir insan ve kültür mozaiği olan Ayvalık’ın daha çok Roman sakinlerinin yaşamını konu edinen 2019 – 2020 arasında yapılmış resimleri ve portreler Arif Buz’un hem sanat hem resim anlayışıyla bire bir örtüşen bir seçki niteliğinde. Ayvalıklıların, Ayvalık sevdalılarının, sanatseverlerin en başta resim koleksiyonu yapanların mutlaka gezip görmesi gereken bir sergi.

14 Ağustos 2020 , Ayvalık

Mevlüt Asar

*) Savaş Sönmez, “Kuaför-Ressam Arif Buz” (SanattanYansımalar, 25 Mayıs 2017)

%d blogcu bunu beğendi: