Almanya’da bir 8 Mart günü…

Almanya’da pazar günleri aileyle birlikte olmaya, kentin sokaklarında ya da doğada birlikte gezmeye, yürüyüş yapmaya, bisiklete binmeye ayrılır. Pastane, cafe, bistro, birahane ve lokantalar dışında, dükkânlar, AVM’ler kapalıdır.

Hele günlük güneşlik havalarda parklara, sokaklara hayat gelir, insanlarla dolar. Dünya Kadınlar Günü’ne denk gelen, geçtiğimiz pazar da işte öyle bir gündü. Yakınımızdaki Dinslaken adlı küçük kentin sokakları, kahveleri, parkları yaşlılar, gençler, genç ana babalar, çocuklarla doluydu. Sanki hepsi, loş ve karanlık bir tutuk evi koğuşundan, Nazım Hikmet’in o meşhur şiirinde söylediği “ilk kez güneşe çıkmışlar”dı ve güneşten, havadan, yaşıyor olmaktan başka hiçbir şey onları ilgilendirmiyordu. Kadın, erkek, karşı karşıya geldikleri diğer insanlara, kısa, kaçamak da olsa sakin, mutlu ve gülümseyen bakışlarla bakıyorlardı…

Epey bir süre yürüyüp insanların huzurlu, sakin ve barışçı hallerini gözlemledikten sonra, bir sokak kahvesindeki boş masa görünce bir kahve içmeye karar verdim. Dudaklarında gülücük, ne içmek istediğimi soran genç garson kadına, kahve söyledim, ardından çevremdeki insanları göz ucuyla, biraz da kulak kabartarak izlemeye başladım. Almanca dışında, başka dillerden sözcükler de kulağıma geliyordu, ama Türkçe ya da Kürtçeyi çağrıştıran bir konuşma duyulmuyordu.

Dört kişilik bir masada tek başıma oturuyordum, köpüklü İtalyan kahvesini yudumlarken, bir Alman kadın, diğer sandalyelerin boş olup olmadığını, yanıma oturup oturamayacağını sordu. Gülerek, “Tabii, buyurun,” dedim, “bugün 8 Mart bütün sandalyeler sizin.” Biraz şaşırdı, teşekkür edip oturdu. 35-40 yaşlarında olmalıydı, boylu poslu, sarışın, yeşil gözlü ve bakımlı bir kadındı. Rahatlığı, özgüveni, konuşma stili eğitimli, iş güç sahibi bir kadın olduğunu gösteriyordu. Çantasından sigara paketini çıkarıp “İzinli miyim? Sizi rahatsız eder mi?” diye nazikçe, ama izin alacağından emin bir şekilde sordu. Ben, “Tabii, bugün 8 Mart, her şeye izinlisiniz…” deyince, güldü: “Ah, şimdi anladım ne kastettiğinizi. Bugün Uluslararası Kadınlar Günü değil mi?” “Evet,” dedim, “sizin gününüz, kutlu olsun!”

Teşekkür ettikten sonra sigarasını zarif bir şekilde yakıp ilk nefesi çekti, dumanı yine zarif bir şekilde havaya üfledikten sonra, bana döndü bir süre yüzüme, biraz mahcup, biraz 68’li bir solcuya yarı sempati yarı acıma duygusuyla bakar gibi baktıktan sonra: “8 Mart’ı biliyorum; daha çok sendikacıların ve solcuların kutladıklarını sanıyorum.” dedi. Ardından biraz düşünüp ekledi: “Almanya’da kadınlar için çok şeyler yapıldı, kadın erkek eşitliğini sağlamak için yasalar çıkarıldı… Ben şahsen kendimi pek ezilmiş ya da mağdur olarak görmüyorum. Onun için, 8 Mart’ı pek önemsemiyorum doğrusu.”

Masa arkadaşımın sözlerinden, sohbetin benim hangi ülkeden geldiğime ve oradaki kadın haklarına geleceğini sezdim… Huzursuzlandım, onun bu güzel pazar gününü, anlatmak zorunda kalacağım acı gerçeklerle gölgelemek istemedim. Kendisine “iyi pazarlar” dileyerek kalktım.

Duisburg, Mart 2014

 Mevlüt Asar, „İki Ülke – İki Lisan – Bir İnsan“ , S. 41-42, Kibele Yayınları, İstanbul Mart 2018

Yazar: Mevlüt Asar (Yazar/Autor)

Mevlüt Asar, 1951'de Konya'da doğdu. Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi bitirdi. 1978'de Federal Almanya'ya yerleşti. “Çevirmenlik” ve “Metin Yazarlığı” sertifikaları olan Mevlüt Asar'ın Almanca, Türkçe ya da iki dilde şiir, öykü, deneme ve çeviri türünde yayımlanmış on kitabı bulunmaktadır. Kendisine, çok kültürlü yaşama ve halklar arasındaki kaynaşmaya yaptığı katkılardan dolayı Duisburg Belediyesi tarafından 2016 yılı Fakir Baykurt Kültür Ödülü verilmiştir. *** Mevlüt Asar wurde 1951 in Konya (Türkei) geboren. Er erhielt seine Schulbildung in Ankara und schloss 1974 sein Studium an der Fakultät für Politikwissenschaften an der Universität Ankara ab. Ende 1977 siedelte er nach Deutschland. Er wurde 2016 für seine literarische Arbeit und sein Engagement insbesondere für das friedliche Miteinander von Türken und Deutschen sowie für seine Arbeit im Literaturcafé Duisburg mit dem Fakir Baykurt Kulturpreis ausgezeichnet. E-Mail: asar.mevlut@gmail.com

%d blogcu bunu beğendi: