Ayvalık’ın Sorunları

Ayvalık

Türkiye nin sorunları gibi Ayvalık ın sorunları da hiç bitmiyor. Ve sorun yine Türkiye nin sorunlarında olduğu gibi çok katmanlı. Sorunlar bağlamında öne çıkan en yakıcı soru: Ayvalık’ı Ayvalık yapan değerlerin nasıl korunacağı. Bunun başında ise tarihi mimari doku ile doğal yapının ve zenginliğin nasıl korunacağı, geliyor. İkinci soru ise ekonomik, sosyal ve kültürel gelişmelerin dayattığı “değişim” ve “dönüşüm”e nasıl karşı durulacağı. Yani Ayvalık’ta geleceğine ilişkin vizyonun ne olması gerektiği.

Son günlerde şehir merkezindeki , “Tosçular Çarşısı”na ve Migros’a komşu en son “halk kahvesi”nin de yabancı menşeli bir “Caffe House”e yenik düşmesi üzerine AKP ilçe başkanı Ali Gür’ün “itirazı” ve değerli dostum Ali Akdamar’ın bu itiraza verdiği yanıtla başlayan tartışma “Ayvalık Sorunu”nu yeniden gündeme getirdi. Tartışmaya katılanlar iki kutba ayrıldı. “Yenileşme”den yana olanlar, “yenileşe”meye (dışarıdan müdahale’ye) karşı olanlar. Akp ilçe başkanı, dışarıdan gelenlerin yön verdiiği gelişmeyi “ayvalık’ka müdahele” olarak yorumluyor ve müdahalelere “Yerli Ayvalıklılar”ın karşı olduğunu söylüyor.

Tartışmanın bir tarafı gibi görünen “Yerli Ayvalıklılar” kavramının bizzat kendisi tartışmaya açık, gerçekle örtüşmeyen bir kavram. Çünkü aslında Ayvalık’ın yerlisi yok. Ayvalık etnik olarak “mübadele” ile gelenler, Boşnak iskanı ile buraya yerleştirilenler ve sonradan buraya göç edene / ettirilen bir nüfustan oluşturuyor.

Bu üç farklı grup birbirini, hemşeri olarak değil, “parsadan pay kapmaya çalışan rakipler” olarak görüyor. Kendilerini “yerli olarak” tanımlayan “mübadiller”in, Ayvalık’ın bir turizm merkezi olmaya, değer kazanmaya başladığı son yıllara kadar Ayvalık’ı çok sevdiklerini ya da sahiplendiklerini söylemek çok zor. Şayet öyle olsaydı bugün Eski-Ayvalık bir harabeye dönmüş olmazdı…

“Yerli Ayvalıklar”ın çoğu ile Bir Zamanların Amerikası’ndaki “altına hücüm” devrini anımsatan bir hızla, İstanbul, İzmir, Bursa’dan Ayvalıka hücüm eden sermaye sahibi “Yeni Ayvalıklılar” ise her şeye “rant” ve “kazanç” açısından bakıyorlar. Az emek ve yatırım ile ne kazanır, ne kadar kazanırlarsa onu kar sayıyorlar.

Buna karşılık, ta 50’li yıllardan beri Ayvalık’a özel bir ilgi duyan, seven ve emekli olduktan sonra buraya yerleşen, göç eden okumuş-yazmış, aydın, sanatçı kesimi ise daha farklı bir Ayvalık vizyonuna sahip. Bir de buna her tatil sezonunda sayıları yüzbinleri bulan ve tek derdi rakı-balık-deniz-güneş ve eğlence olan yazlıkçıları / tatilcilerin “Ayvalık Düşü” kanayan yaralara tuz biber ekiyor.

Bu içinden çıkılmaz durumun ortaya çıkardığı sonuç ise: keşmekeş, vurdum duymazlık, sahipsizlik ve her gün biraz daha içinden çıkılmaz hale gelen yaşamsal sorunlar: Çevre kirliliği, gürültü kirliliği, trafik felaketi, betonlaşma, çirkinleşme ve giderek yok olma…

Haziran 2021

Mevlüt Asar

Yazar: Mevlüt Asar (Yazar/Autor)

Mevlüt Asar, 1951'de Konya'da doğdu. Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi bitirdi. 1978'de Federal Almanya'ya yerleşti. “Çevirmenlik” ve “Metin Yazarlığı” sertifikaları olan Mevlüt Asar'ın Almanca, Türkçe ya da iki dilde şiir, öykü, deneme ve çeviri türünde yayımlanmış on kitabı bulunmaktadır. Kendisine, çok kültürlü yaşama ve halklar arasındaki kaynaşmaya yaptığı katkılardan dolayı Duisburg Belediyesi tarafından 2016 yılı Fakir Baykurt Kültür Ödülü verilmiştir. *** Mevlüt Asar wurde 1951 in Konya (Türkei) geboren. Er erhielt seine Schulbildung in Ankara und schloss 1974 sein Studium an der Fakultät für Politikwissenschaften an der Universität Ankara ab. Ende 1977 siedelte er nach Deutschland. Er wurde 2016 für seine literarische Arbeit und sein Engagement insbesondere für das friedliche Miteinander von Türken und Deutschen sowie für seine Arbeit im Literaturcafé Duisburg mit dem Fakir Baykurt Kulturpreis ausgezeichnet. E-Mail: asar.mevlut@gmail.com

%d blogcu bunu beğendi: