şiir üzerine
“Şiir tarihsel, toplumsal, kültürel, estetiksel ve dilsel bir dizgedir. Bu bağlamda şiir; onu yaratan toplumun hem aynası hem de insanlık kültürüne olan katkısıdır. Şiir sanatı; çirkini güzele, kötüyü iyiye, karamsarlığı iyimserliğe, umutsuzluğu umuda dönüştürebilen bir çeşit büyücülüktür.
Şiir, sadece belli insanların, şairlerin tekelinde değildir. Ancak şiirle uğraşan herkes de “şair” değildir. Şair, dış dünyadan (toplumdan) edindiği bilgileri kendi süzgecinden geçirerek öznele dönüştürür. O halde şiirin/sanatın bir toplumsal boyutu vardır ve toplumsal gerçeklikten bağımsız değildir. Yani şiir aslında bir “gerçeğe” dayanır. Gerçeklerden kopup, özneye ya da öznele sığınmak şairi metafiziğe, gizemciliğe götürür. Ancak çok gerçekçi olan
bir şiir de ölü doğmuş bir şiirdir.
Sanatın ve şiirin toplumsal boyutu sanatçıya/şaire ve şiire kaçınılmaz bazı görevler, sorumluluklar yükler. Sanatın birincil görevi insanları kendine yabancılaşmaktan kurtarmaktır. Bunun için de yalnız toplumsal bozuklukları
belgelemek, göstermekle kalmaz, çözüm yolları da ima eder. İnsanlarda dünyayı değiştirme, daha güzel bir dünya kurma özlem ve istemini güçlendirir.
Evet şiir okuyanı varsa şiirdir. Ama her okuyucu tarafından anlaşılmak bir şiirin iyi şiir olduğunu göstermeyeceği gibi; bazı okurlar tarafından anlaşılmaması da o şiirin kötü bir şiir oluğu anlamına gelmez. Şiir, okurun karşısına çıktığı anda, artık o şiirin yaratıcısı olan şair devreden çıkar.” (Sunuş yazısı)
Basım Tarihi | : | Haziran 2020 |
Basım Yeri | : | Türkiye / İstanbul |
Yayınevi | : | Kanguru Yayınları |
Sayfa Sayısı | : | 64 |
ISBN | : | 9786051752716 |